Son günlerde dış ticaret camiasının en çok konuştuğu konuların başında, dahilde işleme rejiminin işleyişine yönelik olarak yapılması planlanan değişiklikler geliyor. Böylesi bir değişikliğin ihracatçılar ve dolayısıyla dış ticaretimiz üzerindeki olası etkilerini ASSET Global Logistics Integration Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Uzun ile yaptığımız söyleşide değerlendirdik.
Son günlerde dış ticaret camiasının en çok konuştuğu konuların başında, dahilde işleme rejiminin işleyişine yönelik olarak yapılması planlanan değişiklikler geliyor. Geçtiğimiz hafta Nasıl Bir Ekonomi gazetesi olarak bizim de haberleştirdiğimiz bu konu ile ilgili bazı sivil toplum örgütlerinden görüş talep edildiğini biliyoruz. Böylesi bir değişikliğin ihracatçılar ve dolayısıyla dış ticaretimiz üzerindeki olası etkilerini ASSET Global Logistics Integration Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Uzun ile yaptığımız söyleşide değerlendirdik.
Öncelikle isterseniz konunun uzmanı olmayan okuyucularımız için işin abc’si ile başlayalım. Dahilde İşleme Rejimi Nedir?
İhracatımız açısından önemi nedir? Dahilde işleme rejimi en basit tanımıyla ihraç etmeyi taahhüt ettiğiniz ürünlerin üretiminde kullanacağınız girdileri, gümrük vergileri ödemeksizin ithal etmeyi mümkün kılan bir sistem. Gümrük mevzuatımızda ekonomik etikili gümrük rejimlerinden biri olarak yer alıyor.
Her ne kadar gümrük tekniği bağlamında mevzuatın kendisi böyle bir fonksiyon yüklemese de uygulamada ihracatı teşvik eden yönü olduğu konusunda her kesim mutbaık. Bu uygulamanın temel amacını; ihracatçılarımıza dünya piayasa fiyatlarından hammadde temini sağlamak suretiyle ihracatı arttırmak, ihraç ürünlerimize uluslararası piyasalarda rekabet gücü kazandırmak ve ihraç pazarlarını geliştirerek ihraç ürünlerini çeşitlendirmek olarak ifade etmek mümkün.
Ülkemiz ithalatı ve ihracatı içinde dahilde işleme rejiminin payı ne kadardır?
Her şeyden önce şunu vurgulamamız gerektiğine inanıyorum. Ülkemiz ihracata dayalı bir kalkınma modeli benimsemiş durumda. Mal ihracatı da en büyük döviz kazandırıcı işlem kalemimiz. Genel ticaret sistemine göre 2023 yılında gerçekleşen ihracat tutarımız 255,7 milyar dolar, ithalatımız ise 361,7 milyar dolar civarında.
Ancak ithalatımız içinde dahilde işleme rejiminin tutar bazında güncel payının ne olduğuna dair herhang bir istatistiki veri bulamadım. Bununla birlikte yaptığım kısa araştırmada bu oranın yakın geçmiş olan 2021 yılında 31,5 milyar dolarlık tutarla yaklaşık yüzde 20 civarında seyrettiği bilgisini edindim.
Günümüzde de bu payın aşağı yukarı aynı civarlarda seyrettiğini ve anlamlı bir sapma olmadığını öngörmemiz mümkün diye düşünüyorum. İhracat tarafına geldiğimizde ise şöyle bir tabloyla karşılaşıyoruz. Yine 2021 yılı itibariyla dahilde işleme rejimi kapsamındaki ihracatımızın genel ihracatımıza oranı yüzde 40’lar düzeyinde.
(Kaynak: ERGEN Eren, Türkiye’de Dahilde İşleme Rejimi Kapsamında Gerçekleştirilen Ticaretin İthalata Bağımlılığa Etkisi, Gümrük ve Ticaret Dergisi, Sayı: 29, Eylül 2022) Bu durumda dahilde işleme rejiminin hem ithalat hem de ihracat tutarlarımız içinde önemli bir payı temsil ettiğini kabul etmemiz gerekiyor.
Son dönemde dahilde işleme rejiminin revize edileceği ve uygulamanın değiştirileceği konuşuluyor. Bu revizyonun detayları hakkında biraz açıklama yapar mısınız?
Evet. Sizin de ifade ettiğiniz üzere bazı ticari meslek organizasyonlarından ve ihracatçılardan aslında bir süredir dahilde işleme rejiminin uygulama sistematiğinin değiştirileceğine ilişkin duyumlar alıyoruz. Hatta bu duyumlardan Ticaret Bakanlığı nezdinde yürütülen bir çalışmanın olduğu izlenimini ediniyoruz.
Klasik dahilde işleme rejiminde şartlı muafiyet sistemini tercih eden firmalar ihracatını taahhüt ettikleri ürünlerin üretiminde kullanacakları girdileri bu rejim kapsamında gümrük vergisi, KDV, ilave gümrük vergisi, KKDF, anti-damping vergisi veya ek mali yükümlülük gibi normal bir ithalat sürecinde ödemesi gereken vergileri ödemeksizin yurda ithal edebiliyor.
Henüz detayları tam bilmiyor olsak da, dahilde işleme rejiminde yapılması planlanan revizyon ile ithalatta sadece gümrük vergisi muafiyeti sağlanacağı dillendiriliyor. Dolayısıyla KDV ve ithalatta ödenmesi/uygulanması gereken diğer ticaret politikası önlemlerinin yeni durumda ödenmesi/uygulanması öngörülüyor.
Eğer ki uygulama veya değişiklik bu şekilde olursa, dahilde işleme rejiminde ithalattaki vergi yükünün artacağı söylemek yanlış olmaz. Dahilde işleme rejiminin uygulamasında planlanan değişiklik sadece tahsil edilecek vergiler ile sınırlı değil.
Dış ticaret camiasının paydaşlarından aldığımız bildirimlere göre; dahilde işleme rejimine verilen sürelerin daha kısa tutulması, ilgili sektör bazlı değerlendirmelerin yapılarak dahilde işleme rejiminin sadece yüksek teknolojili ürünler için kullanılması ile bazı girdilerde belge sahibinin yerli alıma yönlendirilmesi de uygulamada revize edilmesi öngörülen konular arasında.
Peki böylesi bir uygulama değişikliğinin ithalat maliyetlerimiz ve dış ticaretimiz üzerindeki etkisi ne olur?
Bu konuda net bir şey söylemek çok da mümkün değil. Çok detaylı bir etki analizi çalışması yapılması gerekiyor. Bildiğim kadarıyla da hali hazırda bu süreç yürütülüyor zaten. Dahilde işleme rejimini farklı sektörler kullanıyor. Her bir sektörün dinamikleri, değişkenleri birbirinden farklı. Ama yine de şöyle bir simülasyon yapabiliriz diye değerlendiriyorum. 2023 yılı ithalat tutarımız 361 milyar dolar.
Bu tutar içinde dahilde işleme rejiminin payının tıpkı 2021’deki gibi yüzde 20 olduğunu varsayalım. Bu bizi geçmiş yıl için 72,2 milyar dolar’lık bir dahilde işleme rejimi kapsamında yapılan ithalat hacmine götürür. İthalattaki ortalama vergi yükünü de 25 (KDV ve diğer ithalat vergileri toplamı) olarak öngörelim. Bu durumda dahilde işleme rejiminde yukarıda çizdiğimiz çerçevede bir uygulama değişikliğine gidilmesi halinde 72,2 x 0.25 = 18 milyar dolar’lık ithalattaki maliyet artışının gündeme gelebileceğini projekte edebiliriz. Tabi bu oldukça büyük bir rakam.
Size göre dahilde işleme rejiminde yapılacak olası bir uygulama değişikliğinde süreç nasıl yönetilmeli?
Doğrusunu söylemek gerekirse dahilde işleme rejiminin temelini tamamen değiştirecek bu denli kapsamlı bir uygulama revizyonunun kısa sürede yapılması ne derece mümkün bilmiyorum. Ülkemizdeki ihracatçıların ve ülkemizin dış ticaret yapısının rejimin bu denli değiştirilerek uygulanmasına henüz hazır olduğu kanaatinde değilim. Zira ülkemizde ihracat ithalattan bağımsız konumda değil. O yüzden ithalat kompozisyonunda “ara malı” ithalatı diğer kalemlerden daha fazla. Yani ara malı ithal edip, nihai ürün üreten ülke durumundayız.
Dahilde işleme rejimi ihracatçılar için sanıldığından daha fazla öneme sahip. Kaldı ki ülkemizde ihracat ürünlerinin üretiminde kullanılacak her türlü hammaddeyi bulmak da her zaman mümkün değil. Bulunsa bile maliyetinin Dünya piyasa fiyatlarının oldukça üzerinde olduğu pek çok durum söz konusu.
Dahilde işleme rejiminin bunu da mümkün kılan bir mekanizma olduğunu unutmamamız gerekiyor. Dolayısıyla dahilde işleme rejimini salt ithalatta tahsil edilecek vergileri minimize eden ve bu suretle Hazine açısından vergi kaybına sebep olan bir uygulama olarak görmek oldukça sığ bir bakış açısı olacaktır. Son olarak şunu söylemek isterim.
İhracatçıların yaklaşık 30 yıldır faydalandığı dahilde işleme rejiminde uygulama değişikliğine gidilecekse her bir sektör bazında ayrı ayrı etki analizleri yapılmasının ve gümrük ve dış ticaret camiasının her bir paydaşı ile konunun detaylıca istişare edilmesini fevkalade gerekli ve önemli görüyorum.
Aksi halde toptancı anlayış veya bakış açısı ile konuyu ele alırsak ihracatımızda hiç de beklemediğimiz olumsuz sonuçlarla karşılaşmamız işten bile olmaz.
Kaynak: Ekonomim.com
Ventur Gümrük Müşavirliği tarafından derlenmiştir